Doğduğumuz andan beri yaşlanıyoruz. Bunu böyle söyleyince ne kadar ironik geliyor, değil mi? Oysa asıl mesele yaş alma değil ki, yaş alırken oluşan cilt kusurları. Ve size bir sır vereyim; bunu azaltabilecek bir sürü çözüm var artık! Yaş almayı durduramayız belki ama cildimizdeki etkilerini azaltabiliriz.  Peki daha genç görünmek için ne yapabiliriz?

Yaşımız ilerledikçe gündemimizi fazlaca meşgul eden konulardan biri antiaging ürünler oluyor. Şunu belirtmekte fayda var, 25 yaşının altındaysanız herhangi bir antiaging ürün kullanmanıza gerek yoktur. Ama 25 yaşı geçtiyseniz ve yavaş yavaş cildiniz kırışmaya başladıysa, artık antiaging ürünler kullanmaya başlayabilirsiniz.

Öncelikle bizi neler yaşlandırır?

Özellikle 20 yaşından sonra cilt bariyerimiz incelir ve cildimiz kurumaya başlar. Cildimizin kurumasının nedeni deri altında üretilen hyalüronik asidin azalmasıdır. Hyalüronik asit azaldıkça cildimiz canlılığını kaybeder ve matlaşır. Cildin su tutma özelliğini kaybetmesi ile önce ince çizgiler oluşur, sonra bu ince çizgiler derinleşerek kırışıklığa dönüşür.

Cildimizin daha erken kırışmasına etki eden birçok faktör bulunmaktadır. Bunların başında sigara ve alkol kullanımı, stres, hava kirliliği, aşırı güneş ışığına maruz kalma gibi etmenler gelmektedir. Cildimizi bunlardan korumalıyız. Dış kaynaklara bağlanmayan genetik faktörlerde yaşlanmayı tetikleyebilir. Eğer kuru bir cilt tipine sahipseniz, daha çabuk kırışabilirsiniz. Kırışıklığı önlemek için elimizde olan ve olmayan faktörleri iyice analiz etmekte özen göstermeliyiz.

Kırışık oluşumunu önlemek için dikkat etmemiz gerekenler:

1. Yaşlanmayı önlemenin ilk adımlarından biri düzenli güneş kremi kullanmaktır. Güneşin zararlı ışınları büyük ölçüde yaşlanmaya yol açan faktörlerdendir. Yılın 365 günü güneş kremi kullanılmalıyız.

2. Cildin kaybettiği nemi ona geri kazandırmalıyız! Cildimizi bolca nemlendirmeliyiz. Böylelikle cildimiz parlak ve canlı görünecektir. Özellikle hyalüronik asit içeren ürünler kullanmak cildinizin kaybettiği nemi geri kazandıracaktır. Hyalüronik asit, kendi ağırlığının 1000 katı kadar nem tutabilir. Bu açıdan oldukça önemli bir asit türüdür. Ayrıca cildin doğal yapısında da var olduğu için hassas ciltli kişilerde gönül rahatlığıyla kullanabilmektedir.

3. Nemlendirme işleminde özellikle göz çevresi ve boyun bölgesi gibi ince derili bölgelerde tampon hareketlerle kan akışını sağlayarak nemlendirme yapılmalıdır.

4. Eğer kuru bir cilde sahipseniz rutininize A, E ve C vitamini içeren ürünler ekleyebilirsiniz. Özellikle C vitamini önemli bir antioksidan olduğu için oldukça faydalı bir vitamindir ve cilt lekelerini giderici etkisi vardır.

5. Kolejen, derinin alt katmanlarından dermisin yapı taşlarındandır ve 30’lu yaşlardan itibaren ciddi şekilde azalır. Kullanılan kremlerin içerisinde kolojen proteinin olmasında kırışıklığı önleyecektir. Gerekli görülürse kolojen takviyesi de alınabilir.Ayrıca Kuru Fırçalama Tekniği de cildin yenilenmesini teşvijk etmektedir.

6. Özellikle belli bir yaştan sonra bol su içilmeli ve besin dengesine dikkat edilmelidir.

7. Son olarak, gece yatmadan önce cilde yoğun bir bakım yapacak gece bakım kremi kullanılabilir.Burada Kırışıklık karşıtı ve sıkılaştırıcı krem tercih edilebilir.

8. Her zaman dediğim gibi kendi rutininizi oluştururken bir uzmandan yardım almayı unutmayın. Sağlıkla kalın.